11 Ocak 2010 Pazartesi

mahalle kavgaları...

İki gündür haberleri izleyenler bilir...bilenler bilmeyenlere anlatır. Manisa'da bir şeyler oldu...
Çukurcuma'da da bugün birşeyler oldu...
Masum, saf bir oyun, çocuk dalaşı gibi görünebilir, bir yanıyla öyledir de....

"bunlar roman gelmesinler derse", "hocam bunlar kafamıza kalem atıyo" "dışarda görüşürüz" gibi birbirlerine yönelttikleri tehditleri arabuluculuk yaparak yatıştırmaya çalışmamızın sonucunda, 2 hafta önce atölyenin kapısına spreyle küfürler yazılıp zilinin sökülmesi, ardından geçen hafta ders sırasında kullandığımız malzemeleri cebe indirip çalmaya kalkmalar, bu hafta da birbirlerine bıçak çekmeleri.....

bunlar gözümüzün önünde oluyor ama hani bu yazılanları okuyanlar, çocukları
tanımayan birilerine çok korkunç görünebilir...Manisa'da yaşananların yaşandığı bir ortamda, daha bunun gibi bir sürü sokak kavgasının sürüp gittiği, hemen her gün birilerinin "bok yoluna niyazi" olduğu bir zamanda....her gece haberlerde böyle şeylerin anlatıldığı bir dünyada...korkunçtur da...
ya da...
gripten geçen senelerde kaç kişi öldü, bu sene kaç kişi? bu karşılaştırmayı sağlıklı istatistiklerden öğrenemediğimiz sürece domuz gribini ne kadar ciddiye alacağımızı bilemeyeceğiz...ve bugünkü çocuk kavgası hem çocukların geleceği açısından hem bizim bugün Çukurcuma'daki varlığımız açısından ne ifade eder, bunu da ben bilmiyorum...bildiğim, hissettiğim tek şey çocuk oldukları anlattıklarımızı anlamaya çalıştıkları, öğrendikleri, öğretmeye çalıştıkları...

biz de anlamaya çalışıyoruz...hırsızlık benim için ne anlam ifade etmekte, onun için nasıl bir şey....kendisine çakı çeken sokak arkadaşını gördüğünde,
eve koşturup ekmek bıçağını kapmak ve dışarı koşmak, sonra "öğretmene" şikayet edilince gerisin geri koşturup bıçağı eve bırakmak....çakıları birbirlerine devredip, suç unsurlarını yok etmeye çalışmak; sonra bizler kararlı davranıp onlarla konuşunca çakıyı bize teslim etmek, özür dilemek, derse katılmama cezasına razı olmak....

Hayaka Artı bir heykel sanatcısına ait
atölye-galeri, ben bir resim eğitmeni...hasbel kader sokaktaki çocuklarla da sanat yapalım derkene....işte durum bu...
kaynaşıyor, sokakla birbirimizi tanıyoruz...mahalleliyle sanat yapma denemelerinin ilki de değil bu İstanbul'da...

tarih 7 ocak 2010...yer Çukurcuma istanbul...son 3-5 günün memleket haberleri arşivlerde...bu haberler de bizim mahalleden...

sonunda biz mi "bıçkın mahalle delikanlıları"na dönüşürüz, onlar mı "sanatçı" olur bilemiyoruz vesselam :))))